24 Eylül 2012 Pazartesi

Maneviyat

Uyandiginda gulumsuyorsan eger bu onunla mutlu oldugunu gosterir.Hayir avuclarinin terlemesi yanaklarinin al al olusundan farkli bir sey bu.Maneviyatimin guclu olusuyla hele hic ilgisi yok.Dusunuyorumda ask bilincaltini ele gecirmeden hep bir eksiklik var.Bu eksiklik ask olmadan anlasilmiyor.Kilo vermen,yuzune renk gelisi, extra bakimli olma cabalarin, ojelerinindaimi parlakligi ve cantandan cikarmadigin el kremin... Bogaz bu kadar romantik miydi sen yokken? İki direkten ibaret olan ve egzos kokusunun denize karistigi o karma corman isiklar gozunu yormaz miydi insanin? Senden oncesi o deniz kadar bulanik.Dibi goremiyorum. İstemiyorumda. Korkutmuyor bu beni. Sonsuzluk gibi bisey. Bitmeyen. Maneviyatimin guclu olusuyla ilgisi yok. Yemin edebilirim.

22 Eylül 2012 Cumartesi

İcime yigilmis antika esyalari kaldirip atmak icin bir hayal kur bana. Bir hayal kur,ben oynayayim.Yagmurlu bir gunde yalin ayak yurudugum arnavut kaldirimlari olsun icinde. Gasp sehrinde olmayan bi hayal.Kiyi kasabasi olabilir.Sarap olmayi bekleyen uzum kokulu sokaklari olan bir kiyi kasabasi.Ve beni agiz dolusu guldur o hayalde.Sen kur,kurmasi parayla degilya.Derdimi tasami denizin dalgasi yap sen.Gokyuzunun her rengi kabulum.Bir kose bul bana, elimde bitmek bilmeyen siirler olsun.İsterse gun dogmasin.Sen kur iste.Kurmak bedava...

19 Eylül 2012 Çarşamba

Yalnizlik

Gideli 3 saat oldu bayım.Şimdiden özledim senili cümleler gelsede dilime susuyorum.Çünkü ben sırtım dönükken özlüyorum seni.Kilometreleri beklemiyor yüzünü görme isteğim.Sen mutfaktayken salonda seni özleyebiliyorum.Hayır yardım etmesende olur ama mutfakta yalnız kalmasam iyi olmaz mı?
Orhan Veli'yi mahfeden havalarin bize dokunmaması zor ihtimal. Şair optimistliği diye bir şey var şüphesiz.Kuş cıvıltısından ağız dolusu dizeler yazan insanların bile yıldığı sonbaharı sevmem için sebeplerimiz olmali. Belki filmlerde gördüğüm piknik sepetini alıp boğaza karşı bir falez bulmalıyız. Üşümemi unuturum söz. Söylenmem esen rüzgara illa mualefet oluncaksa bahar şarkıları söylerim kışa inat..Gülümserim.. Asmam yüzümü akmayan trafiğe.. Yakınmam anlayışsız insanlardan.. Bir şair doğar sonra bir şiir olur..Okuruz beraber.Bitmez şiir...Yıl olur...Ölmez şairler...

18 Eylül 2012 Salı

Muzeyyen Senar

Mevsimlerden Müzeyyen Senar...Hiç olmadık zamanda özleminin ağır bastığı mevsim..Gece yarısı olmaz mıydı böyle şeyler? Olmazmış.Günün en olmadık saatinde özleyebiliyormuş insan.Duyduğu bir melodide ,atılan bir kahkahada yüzünü görebiliyormuş..Hiç ummadığım bir sokakta karşıma çık istiyorum.Filmin devamında yanında ismimi verdiğin minik kız çocuğu olmasın, ıssız adam gibi iç seslerde değil hayalim.Salt konuşma işte..Her zaman sarı yapraklar üstünde sarınılmaz ya,biz kaldırım taşına oturup konuşalım..Son kuponunun yine yattığından bahset bana..Ben de aynı maça oynadığımı söyleyeyim ve gülelim yine..İşte biz bu senaryolarda dahi gülelim bayım. İster kaldırım taşı ister sarı yapraklar..

Ne demiş Müzeyyen Senar "Daha önceleri neredeydiniz?"