26 Mayıs 2012 Cumartesi

Gözümün önünde büyüyordun...

Senden uzak kalmak için verdiğim bütün çabam sana bir adım daha yaklaştırırken beni, kimse bana Fatalizm diye bir kuramın yokluğundan söz edemez...
Küçük yaşımdan beri kaderci bir kız oldum..Öyle olmam gerektiğini anladığımda 13 yaşlarındaydım..Neden? diye soramadım.."Amcanı kaybettik" dediğinde telefonda ki ses bunu kardeşime açıklama görevi bana verilmişti.Bu yüzden Neden? diye soramazdım..Soruya soruyla cevap verilecek en uygun ortamdı çünkü..O an kadere sığınma güdüsü doğdu..Sonra büyüdüm..Hatta çok büyüdüm..Verdiğim her kayıpta büyüdüm.."Tüm sevdiklerin yanındayken bana büyümekten bahsetme" cümleleri dönemim geldi..Gerçek oydu çünkü..Bir insanı bir daha asla göremeyecek olma gerçeğini sorgusuz kabullenmediysen büyümemiştirsin hala..Ben büyüdüm ama..

...Derken yaşımın küçük aklımın büyük olduğu zamanda sen geldin..Hissettiklerime isim bulamamıştım..Kendimden uzaklaştım sana yaklaştım...Tüm suskunluğuma rağmen "ben söylerim ikimizin yerine" dercesine konuştun sen..Ömründe ilk kez, bir sempozyuma katılmış bilim adamından farksızdım..Öyle büyük konuşuyordun.
Sanırım en çok gözlerimi okumaktan farklı bir şey yaptığında etkilendim senden..Gözlerinden bir şey okumak bu kadar sıradanlaşmışken sen nargile dumanını burnumdan çıkarmamı saymıştın...Ağzımı açamazdım o an..Açsam ağzımdan çıkmayı bekleyen milyonlarca kelimeyi tutamayabilirdim.Ve duman çıkmak için burnumu seçmişti...

 O an anladım ki bir ömür konuşsan tek kelime etmeden dinleyebilirdim seni..
Dumanın burun kemiklerimi sızlatışına aldırmadan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder